Bu da Öyle Bir Aşk Hikayesi İşte
...Her aşk ilk görüşte başlamaz. Bide zamanla, tanıyarak gelişen olgunlaşan sevgiler vardır. Zaman geçtikçe zaman geçirdikçe büyüyen sevgiler vardır. Farkında olmadan yada farkında olarak onunla 5 dakika daha fazla zaman geçirmeye çalıştığın zaman tehlike çanlarının ötmeye başladığı zamandır. Küçük hesapların peşinden gitmeye başlarsın. O fark etmez ince ince işlersin her şeyi, planlarsın. Hergün deli gibi mesaj atmak istersin fakat yanlış izlenim vermek istemezsin. Yalandan sebeplerden sırf konuşmak için birşeyler uydurur sorarsın, ararsın. O ruh hali ilginçtir. Onunla zaman geçirmek için kimsenin sana zorla bile yaptıramayacağı şeyleri, kendin isteyerek yaparsın.
Bir kızdan etkilenmek için sırf güzel olması yeterli değildir. Bir gün kalkar kendini yada düşüncesini öyle bir savunur ki o anda senin beyninde sevda şarkıları çalmaya başlar. Yada senin hayat bakış açınla onun bakış açısının paralel olduğunu fark ettiğin bir an olabilir, benzer siyasi eğiliminiz olabilir, tuttuğunuz takım olabilir vs. Siz olayın farkına vardığınızda iş işten çoktan geçmiştir.
Bir kızı etkilemenin ise iki yolu vardır. Ya kendi hayatınıza onu dahil edeceksiniz yada siz onun hayatına dahil olacaksınız. Kendi hayatınıza onu dahil etmek kolay seçenektir, becerebilirseniz. Ama onun hayatına dahil olmak zordur. Önce ortak zevklerinizi bulmakla başlar iş. Eğer ortak zevkiniz yoksa bunu yaratmak daha da zordur. O seviyor diye bir şeyleri sevmeye başlarsınız. O izliyor diye izlemeye, o gidiyor diye gitmeye... Arkadaşları ile tanışmak 2. evredir. Ortak arkadaşlar demek, ortak çevre demektir. Ortak çevrede daha çok zaman geçirmek demektir. Arkadaşlarıyla tanışırsın, ortak ilgi alanları bulursun ve ilgi gösterirsin. O'nun için çabalarsın.
Ona karşı duygularını ifade etme zamanı geldiğinde sıkıntı başlar. Çünkü reddedilme korkusu fenadır. Sürekli bunu düşünmeye başlarsın aynı zamanda hislerinde içinde tutamayacağın hale geldiğinde adamı içten içten yemeye başlar. Kendi kendine konuşmaya başlarsın " Duygularımı söylemezsem bu hisler beni bitirecek, söylersem ve hislerim karşılık bulmazsa hem arkadaşlığımız bitecek hem hayal kırıklığı olacak. Ama birde duyguların karşılıklı olma ihtimali var." Yastığa her başını koyduğunda bunları tekrar etmeye başlarsın. Artık içinde tutamayacak raddeye geldiğinde çıkar karşısına konuşursun, içinde ona karşı ne varsa söylersin, anlatırsın, açıklarsın, kendini ifade edersin. Yani teorik olarak böyle olması gerekir. Ama hayat malesef çoğunlukla böyle değildir. Birinin karşısına dikilip gözlerinin içine bakarak duygularını söylemek gerçek bir cesaret işidir. Korkaklar ise bunu yapamaz. Yoğun duyguların ağızdan çıkması ile telefon ekranından okunması arasındaki ciddi farkı çok geç öğrenmiş olursun. Hislerin yazılması kolay olduğu kadar karşılık bulmamasının da yazılması kolaydır ve arkadaşlığınızın da bittiğini bir telefon ekranından öğrenirsin...
Bir kızdan etkilenmek için sırf güzel olması yeterli değildir. Bir gün kalkar kendini yada düşüncesini öyle bir savunur ki o anda senin beyninde sevda şarkıları çalmaya başlar. Yada senin hayat bakış açınla onun bakış açısının paralel olduğunu fark ettiğin bir an olabilir, benzer siyasi eğiliminiz olabilir, tuttuğunuz takım olabilir vs. Siz olayın farkına vardığınızda iş işten çoktan geçmiştir.
Bir kızı etkilemenin ise iki yolu vardır. Ya kendi hayatınıza onu dahil edeceksiniz yada siz onun hayatına dahil olacaksınız. Kendi hayatınıza onu dahil etmek kolay seçenektir, becerebilirseniz. Ama onun hayatına dahil olmak zordur. Önce ortak zevklerinizi bulmakla başlar iş. Eğer ortak zevkiniz yoksa bunu yaratmak daha da zordur. O seviyor diye bir şeyleri sevmeye başlarsınız. O izliyor diye izlemeye, o gidiyor diye gitmeye... Arkadaşları ile tanışmak 2. evredir. Ortak arkadaşlar demek, ortak çevre demektir. Ortak çevrede daha çok zaman geçirmek demektir. Arkadaşlarıyla tanışırsın, ortak ilgi alanları bulursun ve ilgi gösterirsin. O'nun için çabalarsın.
Ona karşı duygularını ifade etme zamanı geldiğinde sıkıntı başlar. Çünkü reddedilme korkusu fenadır. Sürekli bunu düşünmeye başlarsın aynı zamanda hislerinde içinde tutamayacağın hale geldiğinde adamı içten içten yemeye başlar. Kendi kendine konuşmaya başlarsın " Duygularımı söylemezsem bu hisler beni bitirecek, söylersem ve hislerim karşılık bulmazsa hem arkadaşlığımız bitecek hem hayal kırıklığı olacak. Ama birde duyguların karşılıklı olma ihtimali var." Yastığa her başını koyduğunda bunları tekrar etmeye başlarsın. Artık içinde tutamayacak raddeye geldiğinde çıkar karşısına konuşursun, içinde ona karşı ne varsa söylersin, anlatırsın, açıklarsın, kendini ifade edersin. Yani teorik olarak böyle olması gerekir. Ama hayat malesef çoğunlukla böyle değildir. Birinin karşısına dikilip gözlerinin içine bakarak duygularını söylemek gerçek bir cesaret işidir. Korkaklar ise bunu yapamaz. Yoğun duyguların ağızdan çıkması ile telefon ekranından okunması arasındaki ciddi farkı çok geç öğrenmiş olursun. Hislerin yazılması kolay olduğu kadar karşılık bulmamasının da yazılması kolaydır ve arkadaşlığınızın da bittiğini bir telefon ekranından öğrenirsin...
Yorumlar
Yorum Gönder