Şehzade Mustafa

             Son günlerde en çok konuşulan olay Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi. Bir cok noktada eleştirsek de Muhteşem Yüzyıl tarihe olan ilgimizi arttırdı. Keza bu diziden önce Şehzade Mustafa kimdir diye sorulsa halkimizin %95'i tanımıyor sonucu çıkacaktı. Beğenirsin beğenmezsin bu dizi başarilidir. Daha da basarili olabilirdi bu da dizinin uzunlugu ve savas sahnelerinin azlığı ile alakali olduğunu düşünüyorum. Bu dizi 40 dakika olsa ve Game of Thrones gibi savas sahneleri çekilebilse dunya klasında bir dizimiz olurdu ve inanılmaz bir reklam yapardık. Neyse biz Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi olayına geri dönelim. Dünya tarihi maalesef bunun gibi olaylarla doludur. Bu sadece bizim atalarimizin yaptigi bir sey degildir. Krallar İmparatorlar da oğullarına kardeşlerine kıymıştır. I. Murat tarihte oğlunu öldürten ilk padisahtir. Oğlunu ve kendi iki kardeşini öldürtmüştür. Mehmet Çelebi, II. Murat kardeslerini öldürdü. Fatih Sultan Mehmet padişah olduğu gün 2 yaşındaki iki kardeşini öldürüp " Kardeş katli vaciptir." diye kanun çıkardı.Yavuz Sultan Selim, babasını öldürterek tahta geçti. Kardeşleri Ahmet, Korkut, Abdullah, Şehinşah, Şahsultan, Alemşah, Mahmut ve Mehmet’i olmak üzere 8 kardeşini boğdurarak öldürttü. Bunların tüm eş ve çocuklarını da öldürttü. III. Mehmet, içlerinde kundakta olan çocukların da olduğu 19 kardeşini tahta çıktığı günün gecesi öldürttü. Oğlu şehzade Murat’ı da boğdurttu. Kardeş katlinin sonu şu şekilde geldi. III. Mehmet 1603’te 37 yaşında öldü.
                Yerine oğlu I. Ahmet geçti. Aynı gün biat töreni yapıldıktan sonra III. Mehmet’in cenazesi Ayasofya camisine götürüldü. Cenaze namazı kılınacaktı. Kalabalık toplanmıştı. Fakat oğlu 13 yaşındaki genç padişah I. Ahmet gelmemişti. Şeyhülislam, birkaç kişiyle padişahı davet etmeye gitti. İçeri girdikleri zaman padişahı iki elinin arasına başını almış düşünür buldular. Şeyhülislam’ın cenaze namazını kılmak için davetini şu sözlerle geri çevirdi.
                 “Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam, babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenazesini kılmam. Varın siz kılın ve defnedin” dedi. Kardeş katili usulünü de kaldırdı.
Osmanlı da 1389’da başlayan kardeş katliamı 1603’e kadar 214 yıl devam etti. Daha sonra tek tük şehzade katli olayı olduysa da 1700 yılından sonra 1922 yılına, saltanat kaldırılana kadar 222 yılda hiç şehzade katliamı olmadı. Benzer durumlar monarşi ile yönetilen bütün devletlerde oldu. Avrupa tarihi ve dünya tarihi bunun örnekleri ile doludur. Büyük Petro oğlunu döve döve öldürtmüş ve bunu izlemiştir. Kimse çıkıp bu tür olaylar sadece Osmanlı'da olmuş gibi konuşmasın.
                  Gelelim Şehzade Mustafa kimdir sorusuna. Şehzade Mustafa halkın ve yeni çerinin Suleyman'dan sonra padişah olarak görmek istediği kisidir. Adil yönetim sekli ve kişiliği ile halkın sevgisini kazanmıştır. Fakat Kanuni'nin iktidarı devam ederken bir şehzadenin isminin bu kadar ön plana çıkması babasını rahatsız etmiştir. İktidarı devam ederken kendine rakip çıkması gibi bir durumla karşılaşmak zorunda kalmiştir. Diyarbekir Beylerbeyine kendi ağzıyla yazdığı " Benimle misiniz ?" dediği mektuplar vardır. Fakat İran Şahı ile mektuplaştığı sadece dedikodu da kalmış ve bununla ilgili herhangi bir belge kanıt yoktur. Bir de üstelik Mustafa'nin isyan hazırlığında olduğu dedikoduları artınca Kanuni Sultan Süleyman kendi evladını boğdurmuştur. Bu durum için en uygun söz " İktidar gölge kabul etmez." sözüdür. Bugun herkes Kanuni'ye kızıyor da kendinizi onun yerine koyup empati yapin. Ve ciddi olarak dusunun bu cok zor bir durum. Bir babanın evladına kıyması kolay mı sanıyorsunuz.
               Mustafa açısından düşünürsek olay farklıdır. Mustafa'nın isyan hazırlığında olup olmadığı her zaman bir soru işareti olarak kalacaktır. İsyan etme niyetinde degil ise ve babası mektup gönderip çağırdığında ordan asılma kararı çıkacağı bellidir. Mustafa'nin yanındaki insanlar onu yüzlerce kez uyardığına eminim. Buna rağmen gidip babasına teslim oluyorsa ya cok saf bir adamdı yada gerçekten masumdu ve babasına çok fazla güveniyordu. Şahsi düşünceme gelirsek bence Mustafa ilk mektubu aldığı an katlinin olacağını anlayıp isyan etmeliydi. Madem halk ve yeni ceri Mustafa'yi istiyordu babasına savas acip o tahta cikmaliydi. Hadi asılcagini ilk mektup da anlamadi peki yoldayken gelen ikinci mektubu da mi anlamadi. Yani bu ise bir anlam yuklemek mumkun degil. Öldükten sonra üstünden cikan mektup da ise " Babasına karsi isyan etmis bir hain olarak anılacagima masum bir sehzade olarak anılmayı tercih ederim." demistir.
               Cok farkli bir acidan daha bakalim olaya. Mustafa dendigi gibi çok akilli ve yetenekli ise ve bunun yerine Şarapci Selim tahta ciktiginda butun tarih degisiyor. Belki de Mustafa tahta ciksaydi hâla Osmanli Devleti devam edecek ve 7 iklime hükmetmeye devam edecektik. Çünkü Osmanlı'da bir kisi o kadar onemli ki bir tarih degisiyor. Bir kisi tahta cikiyor ve onun evlatlari onun nesli pesinden geliyor. Yani Selim ve ogullari gelecegine Mustafa ve ogullari gelseydi butun tarihimiz degisecek ve çok farkli bir tarihimiz olacakti.
Hürrem Sultan ise konumu itibari ile tabiki de kendi ogullarindan birinin Padisah olmasini ister. Bu olaylari dusunurken empati yapin kendinizi onun yerine koyun. Mustafa padişah oldugunda Hürrem ve ogullarini öldurmiyeceginin garantisi yoktur. Hürrem de hem gücünü hem kendi canını hemde evlatlarinin canını dusundu çünkü sonuc itibari ile oda bir anne. Kim olsa onun yerinde oda kendi oglunun padişah olmasini isterdi. Dizideki komplolari, tuzaklari ve çirkeflikleri yaptiginin bir kanıtı yoktur. Siyaset yapmistir, gucunu kullanmistir oğullarıni korumustur. Sonuc itibari kendi adina ile basarili da olmustur. Bu bizim acimizdan iyi olmamistir ki Şarapçı oğlu Selim, Muhteşem Yüzyıl diye tabir edilen Osmanlının en parlak döneminde taht'a çıkmıştır. İyi yönetti kötü yönetti burası tartışılır ama Mustafa'nın ölmesiyle bir tarih değişmiştir olay bu.
               Kanuni'ye kızmayınız çünkü onun cektigi acıyı kimse çekmemiştir. Kanuni her açıdan Osmanlı'ya en parlak dönemini yaşatmıştır. Öyle dizide gosterildigi gibi de surekli sarayda oturdugu koca bir yalandir.
1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan Süleyman saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. Süleyman böylece devletin hem en uzun süre görev yapan hem en çok sefere çıkan hem de en uzun süre sefer yapan padişahı olmuştur. O yüzden tarihi bir olaya bakarken resmin öncesine ve sonrasina bakmak gerekir.


Yorumlar

Popüler Yayınlar